Haccın Tanımı
HAC
Allah’ı tanımak, kulluk etmek, hayatımızı Rab’bimizin belirlediği program ve koyduğu kurallar çerçevesinde yürütmek insanın en temel görevidir. Akıl, anlama, irade ve muhakeme gibi sayısız yetenekle donatılan insan kulluk görevini yerine getirip getirmemede serbest bırakılmış lakin zerre kadar hayır ya da şer mutlaka karşılığını göreceği, ahirette her şeyden hesaba çekileceği kendisine bildirilmiştir. Yarattıklarına son derece merhametli olan Allah, Âdem Aleyhisselam’dan bu yana her topluma Peygamber’ler göndererek insanları kulluk görevlerini yapmaya çağırmıştır. Çağrıyı babamız İbrahim Peygamber’e “insanlar arasında Hac’cı ilan etki gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler” diyerek yaptırmış, nasıl yapılacağını ise bizzat Vahiy Meleği Cebrail Aleyhisselam öğretmiştir. Mesul olduğumuz ibadetlerin en önemlilerindendir Hac. Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerîm’de, “gitmeye gücü yetenlerin Kâbe’yi haccetmeleri insanlar üzerinde Allah’ın bir hakkıdır.” buyurmuştur. Yönelmek, kastetmek, bir kimseyi ya da bir yeri ziyaret etmek manalarına da gelen Hac, İslam’ın beş esasından biridir. Dini bir terim olarak değerlendirecek olursak belirli bir zamanda Kâbe’yi ve etrafındaki kutsal yerleri ziyaret etmek ve buralarda yapılması gereken ibadetleri Allah’ın emrettiği Peygamber Efendimiz (SAV) öğrettiği şekliyle yerine getirme demektir. Hac hüküm itibariyle ise Farz, Vacip ve Nafile olmak üzere üç kısımdır. Hac’cın eda ediliş şeklide üç kısımdır ki bunlar İfrad, Kıran ve Temettu’dur.
İfrad; Umre’ siz yapılan Hac,
Kıran; hem Umre hem Hac’cı birleştirerek yapılan Hac,
Temettu; Umre ve Hac’cı ayrı ayrı ihramlarla yapılan Hac şeklidir.
Hac ayları Hac ibadetinin başladığı ve devam ettiği aylardır, bunlarda sırasıyla Şevval, Zilkade ve Zilhicce’nin ilk on günüdür.
Erkek yada kadın olsun bir kimsenin Hac ibadetiyle yükümlü sayılabilmesi için öncelikle Müslüman, aklı yerinde, ergenlik çağına gelmiş, hür, Hac’ca gidip gelecek yeterli mali imkana sahip olması şarttır. Üzerine Hac Farz olan kimse, bu ibadeti geciktirmeden bir an önce yerine getirmelidir. Farz olduğu halde çeşitli sebeplerle ertelemek Dinen uygun değildir.